Başyazılar Karlıova'da Kar Çiçekleri - Kasım 2009

Günlerden Perşembe. Tarih Kasım ayının 19’u.  Zaman gece yarısına yakın. Uykum tutmuyor ve kalkıp televizyon seyretmeye başlıyorum. 

İyi ki tutmamış.  Tayfun Talipoğlu’nun hazırlayıp sunduğu “Bam Teli” adlı programa takılıyorum.  Tayfun Talipoğlu bir açılış törenine katılmış, oradaki izlenimini anlatıyor ve yaptığı röportajları sunuyor. Açılışa Kaymakam ve ilçe erkânı da katılmış!

Yer Bingöl’ün Karlıova İlçesi’nin Karapınar köyü.  Köyün eskiden nüfusu 700 civarındaymış ve beş mezranın merkezi konumundaymış.  1980’li yıllarda  terör nedeniyle 7–8 hane kalmış ve okul da kapanmış.  Ancak daha sonra değişen şartlar nedeniyle köyde nüfus artmaya başlamış ve öğrenciler oluşmuş. İklim şartlarından dolayı taşımalı eğitim yapılamayınca da buraya tekrar bir okul açma fikri ortaya çıkmış.  Yapılan törenin sebebi bu.  Bir başka ifade ile köydeki okulun açılış töreni.

Kaymakamlık köye bir öğretmen atamış ve bir de konteynır göndermiş. Yaklaşık 12 m2’lik bir alana sahip bu konteynır içinde eğitim yapılacak.  Manzara kötü.  Ancak Tayfun Talipoğlu’nun çocuklarla yaptığı söyleşi insanı rahatlatıyor. 

Hayretler içinde kaldım.  Çocuklar çok güzel Türkçe konuşuyordu.   Konuşmalarını dinledikçe hepsinin bir hedefinin olduğunu gördüm.  Kimi hemşire, kimi öğretmen, kimi hâkim olacağım diyor.  Bir öğrenci “ben öğretmen olup buralara gelip bu çocukları yetiştirmek istiyorum” diyor. “Eğer öğretmen olamazsam doktor olacağım” diye ekliyor.  Hocamızın kulakları çınlasın.  Bize, “ kırsalda faydalı olacak kişi, öncelikle bölgeyi bilmeli” derdi.  Tam KÖYÇOY felsefesi.

Bir öğrencimiz “ben polis olmak istiyorum” diyor, o çok güzel Türkçesiyle. Tayfun Talipoğlu “sen hiç polis gördün mü?” diye soruyor.   Bu dünyalar güzeli kızımız hemen cevap veriyor “Gördüm.  Onun şapkasını sevdim, giysisini sevdim, ayakkabılarını sevdim” diyor ve  “Vatanı kurtarmak istiyorum” diye ekliyor.  Bu kızımızı ve diğer yavrularımızı, duygu yüklenerek izledik. 

Hepsinden önemlisi bu yavrularımız çocukluklarını yaşıyorlar.  Hepsinin evdeki atları, tayları, inekleri ve koyunları ile ilgili bir hikâyesi var.  Hepsi hayata severek başlamışlar. İnsanı seviyorlar, hayvanı seviyorlar ve canlı yaşamı seviyorlar.  Birbirlerinin sıkıntılarını paylaşıyorlar ve hep birlikte seviniyorlar.  Bu çocuklardan topluma zarar gelmez.  Aksine imkân verilirse çok başarılı olurlar ve hakça hizmet verirler. 

Bir yavrumuz “ben önümüzdeki yıl Karlıova’ya yatılı gideceğim” derken derin bir sızı bıraktı içimizde.  Halen okula kayıtsız devam eden ve “Ben Mart ayında 7 yaşına gidereceğim.  Babam önlük alacak ve okula başlayacağım” diyen küçük bir yavrumuzun biran önce okula kavuşma arzusu bizleri umutlandırdı. 

Kahraman öğretmenizi tanıdık.  On iki körpe yavrumuza İstiklal Marşını söyletirken gururla izledik. Ben, bu öğretmenimizin yavrularımızla aynı duyguları paylaştığına inandım. Sevgi ve samimiyet dolu.

Özetle bu on iki öğrenci ve bir öğretmen bize umut verdi. Bu örneklerden ülke genelinde binlerce olduğunu tahmin edebiliyoruz. Telefonun olmadığı bu köyün muhtarı “Allah kaymakamımızdan, komutanımızdan razı olsun” derken devlet ricaline derin bir saygısının olduğunu gösterdi. 

Geleceğin hemşiresini, öğretmenini, hâkimini ve onların dağ basındaki duygudaşı ve gönül hamisi öğretmenimizi tanımaktan mutlu olduk.  Karlıova’daki bu kar çiçeklerini, sevgiyle kucaklıyoruz.  En samimi arzumuz, bu çiceklerin baharın gelişiyle birlikte ortadan kalkan değil, önce tomurcuğa dönüşmesi ve sonra da salkım salkım mevyeye oturmasıdır. Onları, tekrar toprağa düşen tohumların oluşturduğu ve kese kese bitiremediğimiz deli orman gibi görmek, sevincimizin en büyüğü olur.

İşimiz icabı büyük açılış törenlerine katıldık.  Ancak hiçbiri bizi bu köydeki on iki öğrenci, bir öğretmen, İlçe kaymakamı ve İlçe Milli Eğitim Müdürünün katıldığı Karapınar köyünün 12 m2 ‘lik bir karavan oluşmuş okulunun açılış merasimi kadar mutlu kılmadı.  Bu insanlar, dağ başında harikalar yaratıyorlar.  Hepsiyle gurur duyuyoruz. 

Bizi duygu seli içinde bırakan bu açılış törenini ayağımıza kadar getirenleri unutmayalım.  Teşekkürler Tayfun Talipoğlu.

 

HASAN TAHSİN EDEBALİ

Eskişehir Web Tasarım