Başyazılar Genç Öğretmenim - Temmuz 2008

Hocamızdan yine bir yazı aldım. Memleket manzaralarını, insani yönden değerlendiriyor ve doğru insanı arıyor.  Sevgiyle kalın.

“Bir sıcak temmuz günü.  Yine Ankara’ya gidiyorum. Otobüste yanımda genç bir adam oturuyor.  Muhtemelen 25–26 yaşlarında.   Kibar birine benziyor.  Telefon konuşmasından memleketin doğusundan olduğu belli oluyor.  Selamlaştık ve kısa bir suskunluktan sonra konuşmaya başladık.  Kendini özetle tanıtacağım: Adı, Mehmet Güngör.  Adıyamanlı.   Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunu.  Sosyal Bilgiler öğretmeni.  Mezuniyetine müteakip Ağrı’da üç yıl görev yapmış.  Sonra Adıyaman’ın Kâhta ilçesine tayinini yaptırmış.  Şimdi yeni yapılan bir ilköğretim okulunda görev yapıyor.  Konuşmasından yüksek lisans yapmak istediğini anladım.  Çanakkale 18 Mart Üniversitesine gitmiş.  Sonra da Eskişehir’deki Üniversitelere. 

Çok konuşkan biri.  Adıyamanspor’dan teröre kadar değişik konularda konuştuk.  Aynı zamanda girişken biri. Halk arasındaki tabir ile “kaynaşık biri”. Adıyaman’ın ilçelerini sordum.  “En büyüğü Kâhta’dır.  Nüfusu seksen bine yaklaştı” dedi.   Benim, o bölgeyi bilmediğimi düşünerek “Kâhta, Adıyaman’a çok yakındır. Hemen hemen birleşmek üzere. 1 YTL’ye Adıyaman’a gidip, yine 1 YTL’ye geri dönebilirsin” diye ekledi.  Ona, Gölbaşı’nı, Besni’yi ve Tut’u sordum.   Gaziantep’in Araban ilçesi ile Malatya’ya yakın Çelikhan’ı konuştuk. Bir müddet sonra, bana dönerek “siz, bir GAP projesini bilseydiniz. Bölgeye hayranlığınız daha da artardı” dedi.   Kısa bir gülüşmeden ve otobüsteki çay ikramından sonra, konuşmaya devam ettik.

Bana Atatürk barajının bölgedeki etkisini anlattı. “Benim (Kâhtalılar olarak) Fırat kenarında çok verimli topraklarım vardı.  Ancak baraj yapıldıktan sonra bu toprakların tamamına yakını, su altında kaldı” dedi.  “Toprağı su altında kalan Samsat ilçesi ve civar köylerin halkı, Kâhta’ya geldiler ve buraya yerleştiler.  Bundan dolayı nüfus çok arttı” diye devam etti.  Kendi sulak topraklarının gittiğini, buna karşılık Şanlıurfa ve Harran ovalarının sulandığını,  Bu dengesizliği ortadan kaldırmak için Adıyaman’ın bölgenin sanayi merkezi olmasının planlandığı, ancak sonradan onu da Şanlıurfa’ya kaptırdıklarını uzun uzun anlattı.  Bir müddet sonra, ona bölgeyi bildiğimi, bölgede çalıştığımı, Fırat’ın suyuyla derin bir gönül bağımın olduğunu ve bölgedeki sulama ve enerji projelerinde yer aldığımı söyleyince, önce biraz utandı, sonra da sorular sormaya başladı.

Konuyu değiştirdik. Kendi bölgelerinde hiç terörün olmadığını söyledi.   YİBO’ları ve PİYO’ları sordum.  Bölgede çok sayıda oluğunu ve çok yararlı olduklarını anlattı.   Ancak kırsal ile şehir merkezleri arasında, hatta şehir merkezlerinde de merkez ve kenar mahalleler arasında eğitim seviye yönünden çok önemli farklılıkların olduğunu, makasın gittikçe açıldığını bazı örnekler vererek açıkladı.

Bana öğretmenliği çok sevdiğinden bahsetti.  Bir yıl boyunca Adıyaman’da ücret almaksızın ders verdiğini, ancak potansiyeli yüksek 10 öğrencisinin bu dershanedeki kurslara ücretsiz devamını sağladığını övünerek anlattı.  İkinci yıl, Halk Eğitim Müdürlüğünde kursa gidemeyen öğrenciler için çok düşük ücretle kurs açtıklarını söyledi. 

Bunlar, beni mutlu etmişti.  Bizim de bu yönde çalışmalarımızın olduğunu, KÖYÇOY adlı sivil toplum örgütünün zeki, ancak imkânsızlıklar içindeki köy çocuklarına bir can simidi uzattığını, zor eğitim şartlarında öğretim gören çocuklarımıza destek olmayı ilke edindiğimizi anlattım.  Kendisinden bu yıl OKS’ de başarılı olup Anadolu Lisesi, Fen Lisesi gibi okulları kazanan fakir köy çocuklarımıza burs vereceğimizi söyledim.

Birbirimize kartlarımızı verdik. Umut ediyorum verdiği sözü tutar ve bize ihtiyaç sahibi başarılı birkaç öğrencimizi bildirir ve biz de desteğimizi uygun ellere ulaştırmaktan mutluluk duyarız.

Adıyaman-Kâhta’nın Şehit Abdurrahman Doğan İlköğretim okulunda görev yapan sosyal bilgiler öğretmeni sevgili genç kardeşim,

Verdiğin sözün takipçisi olacağız.  Kâhta’ya geldiğimde sana uğrayacağım. Birbirimizi daha sıcak kucaklayacak gelişmeleri yaşayacağımızı umut ediyorum.

Buradan kırsaldaki ilköğretim okulu müdürlerine bir duyurum olacak. OKS’ de başarılı olmuş ancak öğretimine devam için küçük de olsa desteğe ihtiyacı olan köy çocuklarımızı bize bildirin.  Biz de “denizde zerre” misali, bu öğrencilerimize destek olalım, destek olmak isteyenlere ulaşalım. Samimi niyetimizi ortaya koyalım.

Ayrıca bir başka konu için Milli Eğitim müdürlerimize sesleniyoruz.  Kırsalda görev yapan ve son sınavda çok başarılı bir performans sergileyerek köy çocuklarımızın başarılı olmasını sağlayan öğretmen veya öğretmenlerinizi bize bildirin.  Biz de o kıymetli değerlerimizi, karınca kararınca onura etmenin mutluluğunu yaşayalım.

Selam ve sevgilerle.”

 

HASAN TAHSİN EDEBALİ

Eskişehir Web Tasarım